Bir ritüeldir In the Mood for Love.
Yumeji’s Theme çalar.
Yağmur yağar.
Kadın hep birbirinden güzel elbiseler giyer.
Erkek ‘’ Kıyamete dek kalbim sana ait ’’ der.
İkisinin de gözlerinden aşk akar.
Ağır ağır, her anı yücelterek, her küçük ayrıntının hakkını vererek dolanıyor Wong Kar Wai kamerası Hong Kong sokaklarında, evlerinde, sigara dumanlarının içinde, yağmur damlalarının arasında.
Bir kadın ve bir erkeğin aşk öyküsüdür film. Hem çok sade hem çok görkemli.
Maggie Cheung’un zarafeti, ölçülü tavırları, hüznü, rengarenk elbiseleri, aklınıza mıhlanan Yumeji’s Theme ve merdivenler, merdivenler ve kaçamak bakışlar, Quizas Quizas Quizas ve kırmızı manto.
Hiç dile getirilmeyen bir aşk, beden dilinden ve yüz ifadelerinden bu kadar mı muhteşem anlatılır. Aralarındaki tek temas elele tutuşmaları olduğu halde, birlikte görüldükleri sahnelerdeki o yoğun elektrik, ağır erotizm ve tutku bu kadar mı hissettirilir seyirciye.
Aslında Wong Kar wai iki karakter arasında sevişme sahneleri çekmiş ancak bunları filme koymamayı tercih etmiştir. Bence çok da iyi yapmıştır. İçine cinsellik katmadan, büyülü bir aşkı, tutkuyu çok derin işlemeyi başarabilmiştir. Filmin sonunda Maggie Cheung’un yanında gördüğümüz çocuk Tony Leung’dandır.
Piyasada prim yapan Hollywood filmlerinin yanında bir Uzakdoğu filmi olarak fark yaratır.
Nefesimi kesmiş, boğazımı düğümlemiş, bittikten sonra bir süre konuşamamışımdır.
Aynı tarzda bir sürü elbisem olsaydı, ben hep bahar renklerini giyerdim.
Bu kadar aşık bir adam bana ‘’ Bir bilet daha olsa benimle gelir miydin? ‘’ diye sorsa, onunla her yere giderdim.
Kıyamete kadar bana ait olacak kalbe, kıyamete kadar ait olurdum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder