Birisi geldi, bir dostun, bir sevgilinin kapısını çaldı;
Sevgili, '' kimsin a güvenilir er, '' dedi.
Adam, '' benim '' deyince, '' git, ''dedi;
''şimdi çağı değil, böylesine sofrada ham kişinin yeri yok.''
Ham kişiyi ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir,
ikiyüzlülükten ne kurtarabilir?
O yoksul gitti, tam bir yıl yollara düştü;
sevgilinin ayrılığıyla kıvılcımlar saçarak cayır cayır yandı.
O yanmış yakılmış kişi pişti; olgunlaştı.
Geri geldi, yine sevgilinin evinin çevresine düştü.
Yüzlerce korkuyla, yüzlerce defa edebi gözeterek
kapının halkasını çaldı; ağzından edebe aykırı bir söz
çıkacak diye de korkup duruyordu.
Sevgili, ''kapıdaki kim?'' diye bağırdı.
Adam, ''a gönüller alan,'' dedi, '' kapıdaki sensin ''
Sevgilisi, '' mademki bensin, gel içeriye gir,'' dedi.
''ev dar, iki kişi sığmıyor. "
Mesnevi C. 1, Sh.3068-3075
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder