‘’ Sadece kadınlar mı üfler düğümlerin üstüne?...’’
Düğümlere Üfleyen kadınlar ilk elli sayfada, zorlayarak,
ittire ittire okuduğum kitaplar listemde yerini aldı.
Kitabın konusu için özetle; geçmiş birkaç yıl içinde, Ortadoğu’da, dört
kadının çıktıkları bir yolda, kendilerini bulma hikayesi diyebiliriz. ( Çok satan Arap Bahar'ı hikayelerinin çok satanlar raflarında yerlerini alması; sanırım Mevlana-Mevlevilik'ten sonra sırada bu var)
İçeriğe gelince; beni ilk rahatsız eden ‘’ zorlama ‘’ betimlemeler
oldu. Daha doğal bir anlatım yakaladığı bölümler başarılı olmasına rağmen, zaman
zaman kullandığı abartılı betimlemelerle zenginleştirmeye çalıştığı dil
sadelikten çıkıp samimiyetsizliğe bürünmüş.
Dört kadının tanıştıktan sonraki birliktelikleri, yola
çıkışları ve sonrasında yaşanan olayların akışında eksik kalan yerler yüzünden
inandırıcılığını yetersiz buldum. Oralarda da biraz abartı ve zorlama
hissediliyor.
Kitaptaki bölümlerin tamamı, bir sonraki bölüm merak edilsin
diye konulmuş bir cümleyle bitiyor, bana haber programlarında kullanılan sevimsiz ‘’ az sonra ‘’ cümlesini
hatırlattı, akıcı bir roman olmadığı için herhangi bir meraklanma da söz konusu
olamıyor maalesef.
Gayret ederek, emeğe saygı diye düşünerek sonuna kadar
okudum ama sevemedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder