PAUL AUSTER
2009 yılı sonlarında Türkiye'de piyasaya sunulmuş bir Auster romanı Görünmeyen. Daha yeni okuyabildiğim ancak bundan dolayı bende herhangi bir pişmanlık hissi uyandırmayan bir eser.
Colombia Üniversitesi'nde edebiyat eğitimi alan Adam Walker isimli genç bir öğrencinin, 1967 yılında New york’ta bir partide Fransa'dan gelen siyasal bilimler profesörü Rudolf Born ve sevgilisi Margot ile tanışması ile başlıyor.
Bu noktadan sonra öyküye Walker’ın ablası Gwyn, Born’un üvey kızı Cecile’i, Walker’ın eski ama çok da yakın olmayan arkadaşı yazar Jim dahil oluyor ve her şey çok ustaca birbirinin içine giriyor.
Kurgusu sağlam,karakterler çok canlı. Romandaki kişiler kafanızdan geçen beklentilere uygun davranmayıp sizi ters köşeye yatırıyorlar. Bir adım sonra olacakları tahmin edememek, merak duygunuzun dürtüklenmesi sürüklüyor sizi.
İki tekinsiz, karanlık konu; Ensest ve cinayet. El değmeyen ensest konusunu midenizi bulandıracak -yani hissettirmesi gerekeni hissetirmeyi başararak- ancak sizi kusturmayacak kadar usturuplu anlatmış.
İki soru sorup, cevabını size bırakarak devam ediyor Paul Auster.
Kimseye zarar vermedikten, iki tarafın da rızası olduktan ve keyif alındıktan sonra yapılan eylem yanlış olur mu?
Size silah doğrultmuş birini, kendinizi korumak isterken öldürmeniz, cinayeti meşru kılar mı?
Ahlak, adalet, bağlılık, sadakat, cinsellik sorgulamalarında cevapları vermek size kalıyor. Çizgileri yazar çekmiyor, sınırları kendisi belirlemiyor, dayatma yok. Verilecek her cevap sizin içinizde, size ait. Olması gerektiği gibi yani.
Görünmeyen, Paul auster'in ilk okuduğum kitapları kadar beni büyülemeyen, giriş ve gelişme bölümlerinde etkileyici, sonuç bölümünde başarısız ama yine de güzel bir roman.
Sürükleyici,çarpıcı,yormadan kolay okunan.
Okunsun mu? İyi vakit geçirmek için neden olmasın?
