19 Aralık 2011 Pazartesi

DİNLE NEY'DEN





DİNLE NEY’DEN DUY NELER SÖYLER SANA,
DERDİ VARDIR AYRILIKLARDAN YANA...

16 Aralık 2011 Cuma

SAPIĞINIZI SOBELEYİN:)






Biri veya birileri tarafından rahatsız ediliyorsanız, sağa sola sizinle ilgili çeşitli yalan ve hakaret dolu yazılar yazılıyorsa -mail yoluyla olabilir, blogunuza, ya da internetteki haber sitelerine yapılan yorumlar olabilir- artık bu kişileri tespit etmek hiç zor değil.

Tacizlerin başlangıcı 3 yıl öncesine dayanıyor.
KONYA'da yaşayan, hiç tanımadığım, görmediğim, varlığından bile haberdar olmadığım, hiçbir zararımın dokunmadığı biri hostes olmak istediği ve olamadığı için kafayı bana takıyor.

İş arkadaşlarıma telefon edip, MSN'den bağlanıp, iftiralar atarak beni herkese rezil edeceğini söyleyerek tehditler savuruyor. Daha o tarihten itibaren kim olduğu belli zaten.

Bana ilk önce Facebook'tan hakaret dolu mesajlar atmaya başlıyor.Sene 2008-2009
Ben kaale almıyorum. Facebook hesabımın ayarlarını yabancılardan (ve ruh hastalarından) mesaj kabul etmeyecek şekilde ayarlıyorum.

2009'daki ameliyatımdan sonra aileme telefon ediyor bu şahıs ve hakaret, iftiralarına devam ediyor.
Ailecek kaale almıyoruz, çok eğleniyoruz hatta, o kadar gerçek dışı ki söyledikleri...

Aynı zamanlarda şahsi mail hesabıma mailler başlıyor belirli aralıklarla. Hakkımda çıkan haberlerin altına amacına uygun yorumlar yazıyor.
Bu şahıs nasıl aklını yitirmiş ve kontrolden çıkmışsa, herşeyime dil uzatabiliyor.
Ben yine kaale almıyorum.

O kadar yazık biri ki, yazdıklarından görebiliyorsunuz. Hem akıl sağlığı yerinde değil, kendi yarattığı hayal dünyasında yaşıyor, hem durumu iyi değil -kedi ciğer meselesi mevcut-, hem Türkçe'si bozuk, kelimeleri yanlış ve konuştuğu gibi yazıyor...Nereye ait olduğu çok belli.

( Bir hostes olamadı diye, hiç tanımadığı birine karşı bu kadar obsessive olabilir mi bir kişi? Bu denli nefret duyup, sistemli bir şekilde rahatsız etmeye çalışabilir mi? Tabii bu  ''hostes olamama'' meselesi bizim bildiğimiz sebep, geçmişten kalan,bizim bilemediğimiz başka sebepler varsa...dedik ya o kısmını da biz bilemiyoruz artık ...)

Bu arada savcılık kendisini takip etmeye başlıyor, maillerin, blog yorumlarının KONYA'dan yapıldığı tespit ediliyor. Bu arada kendisi çok uzun zamandır blogumun en sadık takipçilerinden. Her giriş çıkışı, saati, okuduğu sayfalara kadar kayıtlı...

Ben yine ses çıkarmıyorum, üstünde durmuyorum. Ancak akıllanmayan sapığımız bir gece bana twitter'dan bulaşmaya kalkıyor. Ne talihsizlik!...

Ve ben yeter diyorum o an. Şikayetçi olmaya karar veriyorum.

Geçtiğimiz yıllarda kurulan Bilişim Suçları Müdürlüğü bu şahısları kısa sürede ve başarılı bir şekilde tespit ediyor ve yakalıyor. Gerisi sizin ne yapmak istediğinize kalıyor. Ben bizzat deneyimlemiş bulunmaktayım.

Benimki gibi sapıklara tavsiyem;
İşini düzgün yapan, bunun paralelinde bulunduğu yeri hakkeden, vicdan sahibi, merhametli, dürüst, güleryüzlü ve sevilen biri olmak suç değil. Bunlar sizden çalınmış şeyler de değil...

Sağa sola saldıracağınıza kendinizi geliştirmek için bir şeyler yapın, hayatta sizin de başarılı ve faydalı olacağınız alanlar vardır mutlaka.  Enerjinizi daha yararlı şeyler için harcayın bence...

Selam eder, hasretle gözlerinizden öperim:):)